5 Nisan 2014 Cumartesi

Haftanın Dikkat Çeken Haberleri



Haftanın öne çıkan haber başlıkları şu şekilde:

Avrupa'nın Rus Gazından Vazgeçmesinin Bedeli 215 Milyar Dolar

 

   “Avrupa, istediği takdirde Rusya’ya karşı olan doğalgaz bağımlılığından kurtulabilir, ancak bunun maliyeti 215 milyar dolar olur.” Bu tespit ünlü finansal danışmanlık şirketi Sanford  C. Bernstein & Co. tarafından yapıldı.

   Vedomosti gazetesinin haberine göre, Avrupa Birliği’nin, Rus doğalgazına kısa vadede sırt çevirmesi için 215 milyar dolarlık yatırıma ihtiyaç duyduğu belirtilen şirket raporunda, bunun doğalgaz sıvılaştırma terminalleri inşaası, nükleer santraller, alternatif enerji ve yeni kömür yatakları için gerekli olduğu ifade edildi.
Avrupa’nın, bugün Asya ülkelerine ihraç edilen sıvılaştırılmış doğalgazın bir bölümününü kendine yönlendirmesi yoluyla da yılda ek olarak 27 milyar metreküp doğalgaa sahip olabileceğine dikkat çeken şirket, ancak bunun Rus gazından daha pahalıya mal olacağını ve 40 milyar dolarlık kek maliyet yaratacağını hesapladı.

   Avrupa’nın ABD’den de yılda 30 milyar metreküp sıvılaştırılmış doğalgaz alabileceği, ancak bunun da Rus gazına göre çok daha pahalıya geleceğine dikkat çekiliyor.

Japonya, Fukushima Sonrası Nükleer Sayfasını Yeniden Açıyor

 

   Japonya Fukushima sonrası enerji politikasını onaylamaya hazırlanıyor.

   İktidar partileri tarafından oluşturulan grupların anlaşmasının ardından Japonya nükleer enerji kullanımını kabul eden ve tüketim ve üretime rehberlik edecek politikayı onaylamak üzere.

   İktidardaki Liberal Demokrat Parti ve koalisyonun küçük ortağı New Komeito, nükleer enerjiyi “önemli bir bazyük enerji kaynağı” olarak tanımlayan Şubat’ta sunulan politika taslağı üzerinde haftalardır devam eden tartışmları tamamlamaya hazırlanıyor.

   LDP’li yasa koyucu Taku Yamamoto basın konferansında planın onay için Kabine’ye sunulmasından önce partilerin bugünkü anlaşmayı görüşmek üzere kendi üyeleriyle toplantı yapacağını söyledi.

   Komeito uzun zamandır temiz enerji hedefinin dahil edilmesi yönünde kampanya yürütüyor olsa da, her iki taraf da ödün verdi. New Komeitolu Tetsuo Saito, plana “Japonya, önce açıklanan hedefleri aşan seviyelerde temiz enerjiyi uygulamaya koymayı amaçlayacaktır” cümlesinin eklenmesine karar verdi. Önceki hedefler, 2030′a kadar ülkenin elektiğinin yüzde 20′sinin temiz enerji ile sağlanmasını öngörüyor.

   Eklenen cümle partilerin önceden öne sürdüğü teklifleri yumuşatıyor. Partiler geçtiğimiz hafta temiz enerjinin, “kaydadeğer” oranda eski hedeflerin üzerinde olacağını söylemişti.

   Japonya şu anda enerjisinin yüzde 1.6′sını rüzgar, güneş ve diğer yenilenebilir kaynaklardan sağlarken, hidroelektriğin oranı yüzde 8.4.

Rusya'ya Bağımlılığın Azaltılması İçin Avrupa'da Bir "Enerji Birliği" Oluşturulmalı

 

   Polonya Başbakanı Donald Tusk, Ukrayna krizinin ardından enerjide Rusya’ya bağımlılığın azaltılması için Avrupa Birliği’nde bir ‘enerji birliği’oluşturulması gerektiğini söyledi.

   Tychy kentinde konuşan Polonya Başbakanı Donald Tusk, kaya gazı ve kömürden de istifade ederek enerji kaynaklarının çeşitlendirilmesine ilişkin planını anlattı.

   Tusk, ‘Potansiyel doğalgaz krizlerini hesaba katarsak, gaz tedariğinde kriz yaşanması ihtimaline karşı ‘gaz dayanışması’ için daha etkili bir mekanizma kurmalıyız’ dedi.
  
   2009 yılında Ukrayna’daki durum sebebiyle yaşanan doğalgaz krizine işaret eden Tusk, ilk kez o dönemde Avrupa’da bu alanda bir birlik kurulması fikrinin ortaya çıktığını söyledi. Tusk, enerjinin ortak satın alımı da dahil olmak üzere enerji güvenliğinin artırılması için planlarını Avrupalı ortaklarına sunacağını belirtti.
Tusk, ‘Ukrayna’daki konjonktür enerjide bağımsızlığın, ekonomik bağlamın da ötesine geçen öneminin yalnızca Polonya değil, tüm kıtada arttığını gösteriyor’ dedi.

   Polonya Başbakanı, şu anda 28 AB ülkesinden 10′unun Rus doğalgazına bağımlılığının çok yüksek olduğunu, bunlardan bazılarının bağımlılığının yüzde 100 seviyesine vardığını söyledi.
Ukrayna’ya komşu AB ülkeleri arasında yer alan Polonya, tükettiği doğalgazın üçte ikisini Rusya’dan satın alıyor.

   AB liderleri, 20-21 Mart’taki zirvelerinde Avrupa Komisyonu’nu, enerjide Rusya’ya bağımlılığı azaltmak için bir plan hazırlamakla görevlendirdi. Komisyon’un tekliflerini 26-27 Haziran’daki AB zirvesi öncesinde açıklaması bekleniyor.

   Bu sırada Rusya, Ukrayna’ya sattığı doğalgazın fiyatını yüzde 40′ın üzerinde artırma kararı aldı. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Ukrayna’nın eski Devlet Başkanı Viktor Yanukoviç’in Kasım ayında Avrupa Birliği ile Ortaklık Anlaşması’na imza atmaktan vazgeçmesi üzerine komşusuna sattığı doğalgazda indirime gitmişti.

1 Nisan'a Kadar Bien Metreküpü 268,5 Dolar Olan Rus Doğalgazının Fiyatı 485 Dolara Çıktı

 

   İki gün önce Ukrayna’ya sattığı doğalgaz fiyatında yüzde 43,5 artışa giden Rusya bir zam daha yaptı. 1 Nisan’a kadar bin metreküpü 268,5 dolar olan doğalgaz fiyatı 485 dolara çıktı.

   Rusya Başbakanı Dimitri Medvedev, Ukrayna ile 2010’da yaptıkları anlaşmayı sonlandırdıklarını belirterek zammı duyurdu.

   Rus doğalgaz devi Gazprom’un CEO’su Alexei Miller de Ukrayna’ya sattıkları bin metreküp doğalgaz karşılığında 485 dolar alacaklarını söyledi.

   Miller, Ukrayna’nın Rusya’ya doğalgazdan kaynaklanan 2,2 milyar dolar borcu olduğunu açıkladı.
Ukrayna Enerji Bakanı Yuri Prodan, fiyatın çok yüksek olduğunu belirtti. Prodan, “Ukrayna ekonomisi gaz için böyle bir fiyat ödememeli. Bu siyasi bir fiyattır” dedi.

   Bağımsızlık referandumunun ardından Kırım’ı ilhâk eden Rusya, 1 Nisan Salı günü Ukrayna ile önceden yaptığı Kırım karasularıyla ilgili anlaşmayı feshetmişti. Anlaşma, Rus Karadeniz Donanması’nın Kırım’da kalmasına karşılık Ukrayna’ya doğalgaz indirimi sağlıyordu.

   Ukrayna eski Cumhurbaşkanı Viktor Yanukoviç’in 2013 Kasım ayında Avrupa Birliği ile Ortaklık Anlaşması’nı askıya alıp Rusya ile anlaşma yapması üzerine doğalgaz fiyatı düşmüştü. Bin metreküp doğal gazı 400 dolara satan Rusya, fiyatı 268,5 dolara çekmişti.

   Yanukoviç’in aylar süren gösterilerin ardından devrilmesiyle, Rusya-Ukrayna ilişkileri gerildi. Rusya, Kırım’ı 16 Mart’ta yapılan referandum sonucuna dayanarak ilhak etti. Ukrayna’ya doğalgaz satışında uygulanan indirimler de geri alındı.

Kaynak: Enerji Enstitüsü

24 Mart 2014 Pazartesi

Rüzgar Enerjisi 2





   Yerküreye ulaşan bütün Güneş enerjisinin sadece %2’si rüzgara dönüşür, fakat bu kadarı bile büyük miktarda enerji demektir. Günümüzde türbinler helikopter pervanelerine benzeyen rotor kanatlarla rüzgarı toplar. Yerden yükseldikçe ters akıntılar azaldığı için bu türbin kanatları yüksek kulelere monte edilir. 

   Rüzgar türbinlerinin büyüklüğü, yalnızca onlarca vat üreten mikrotürbinlerden milyonlarca vat(megawatt) üreten çok büyük türbinlere kadar çeşitlilik gösterir. İki temel türbin vardır: yatay eksenli türbinler(geleneksel yel değirmenlerinde olduğu gibi dik dururlar) ve dikey eksenli türbinler(türbin topaç gibi kendi etrafında döner). 

   Günümüzdeki türbinlerin çoğunun, yel değirmenleri gibi rüzgarı karşısına alarak yere paralel bir mili döndüren kanatları vardır. Bunlar Yatay Eksenli Rüzgar Türbinleri(YERT) olarak bilinir. Dikey Eksenli Rüzgar Türbinleri’nde(DERT) ise ana mil dik durur ve kanatlar onun etrafında topaç gibi döner. En gelişmiş DERT türüne mucidinin adı olan Darrieus denilir. Bu türbinlerin çok hızlı dönen dört kanadı vardır ve görüntüsü yumurta çırpacağına benzer. 

   YERT’ler en verimli rüzgar türbinleridir. Fakat bu uzun türbinlerin kurulması, büyük vinçler ve uzman operatörler gerektirdiğinden zorlu olabilir. 

   DERT’ler ise, sözgelimi Darrieus türbinleri, uzun kuleler gerektirmez, ama onları hareket ettirmek için de kuvvetli rüzgarlar gerekir. DERT’lerin yönünün rüzgara dönük olması gerekmez, fakat pek çoğu elektrik üretmede YERT’ler kadar verimli değildir. 

   Rüzgar türbinin gücü rotor kanatlarının büyüklüğüne ve rüzgarın hızına bağlıdır. Büyük kanatlar ve kuvvetli rüzgarlar daha fazla güç üretir. İki buçuk megawatt’lık bir türbin yılda 6,5 milyon kilowatt-saat elektrik üretebilir, yani 1400 evin elektrik ihtiyacını karşılayacak, 230 milyon fincan kahve yapacak ya da bir bilgisayarı 2250 yıl çalıştıracak kadar. 

   Modern rüzgar türbinleri, ilk yel değirmenlerinden bu yana epey gelişme kaydetti. Rotor kanatları kulenin üzerine oturtulan ve kabin olarak da bilinen motor yuvasına bağlıdır. Günümüzde türbinlerin çoğunun üç kanadı vardır. Kanatlar elyaf, polyester, fiberglas gibi kanadın kırılmadan bükülmesine olanak tanıyan modern malzemelerden yapılır. Rüzgarı tutabilmeleri için uçak kanadı şeklinde yapılırlar. Çelik kuleler kısım kısım üretilir, sonra vinçlerle yerlerine kaldırılıp orada birleştirilir. Motor yuvası içinde jeneratör, dişli kutusu ve elektronik kontrol ünitesi bulunur. Türbinlerin çoğunun sadece iki ya da üç kanadı vardır. Kanat sayısının daha fazla olması durumunda çok kuvvetli bir rüzgar estiğinde rotoru parçalayabilir. Rüzgar türbinlerinin kanatları dakikada 10 ile 22 tur döner. Kanat uçlarının hızı saatte 300 km’ye kadar çıkabilir. Dünyanın en büyük türbini olan E-126’nın kanatlarının uzunluğu 80 metredir ve 138 metre yüksekliğinde ki bir kule üzerine yerleştirilmiştir.

Yazan: Burak TATLISU

17 Mart 2014 Pazartesi

Rüzgar Enerjisi 1





   Rüzgar enerjisi yüzyıllar boyunca Pers ülkesi ve Hollanda’dan Amerika Birleşik Devletleri’ne kadar birçok yerde su pompalamak ya da tahılları ‘değirmenden geçirmek’(öğütmek) için kullanıldı. Bugün tüm dünyada hala birkaç yüz bin yel değirmeni su pompalamada kullanılıyor. Rüzgar türbini adı verilen modern yel değirmenleriyse rüzgar enerjisini elektriğe dönüştürüyor. Bu rüzgar enerjisi evlerimizi, işyerlerimizi ve fabrikaları aydınlatan ve ısıtan, hatta elektrikli arabaları çalıştıran elektriği üretiyor.

Yel Değirmenleri


   MS. Yaklaşık 7 yüzyılda ilk ilkel yel değirmenleri Persler tarafından kanatları yatay bir konumda duracak şekilde yapılmıştı. 1180 yılı civarında yel değirmenleri Avrupa’ya ulaştığında, kanatlar Hollanda ve Birleşik Krallık’ta görmeye alıştığımız şekilde dikey olarak konumlandırılmaya başlamıştı.1745 yılında İngiliz mühendis Edmund Lee yel değirmenini yüzü rüzgara dönük olacak şekilde otomatik olarak döndüren kuyruk fanını icat etti.

Rüzgar Pompaları


   Kuzey Amerika’da, geniş kanatlı Hollanda tarzı yel değirmenlerine kıyasla küçük kanatların rüzgarı daha iyi topladığı fark edildi. Rüzgar pompaları hala ABD’deki birçok çiftlikte derin kuyulardan su çekmede kullanılıyor.
 

Rüzgar Gücünün Artıları

  1. Kömür ve doğal gaza temiz bir alternatiftir. Rüzgar türbinleri atık üretmez ve sadece inşa edilmeleri sırasında kullanılan fosil yakıtların ürettikleri dışında sera gazı da üretmez.
  2. Rüzgar yenilenebilir bir kaynaktır; petrol, doğal gaz ve kömür gibi bugünkü başlıca enerji kaynaklarımızın aksine, tekrar tekrar kullanılsa da tükenmez.
  3. Rüzgar çiftliklerinin yakıta gereksinimi yoktur. Türbinlerin inşa edilmesinin bir maliyeti vardır,ama rüzgar bedavadır.
  4. Rüzgar türbinlerinin etrafındaki arazide tarım yapılabilir.
  5. Rüzgar türbinleri ücra yerlerde elektrik tedarik etmek için iyi bir yöntemdir.
  6. Rüzgar enerjisi giderek ucuzlamaktadır.

Rüzgar Gücünün Eksileri

  1. Rüzgar öngörülemez; bazı günlerde hiç esmez, bazı günler fazlasıyla eser.
  2. Rüzgar çiftlikleri kurmaya uygun yerler genellikle sahillere yakındır ve buralarda arazi fiyatları yüksektir.
  3. Rüzgar türbinlerinin çirkin göründüğünü ve kırsal alanların görüntüsünü bozduğunu düşünen insanlar vardır.
  4. Türbinler bazen kuşları öldürebilir.
  5. Türbinler radar sistemlerini ve yakın yerlerde yaşayanların televizyon alıcılarını etkileyebilir.
  6. Türbinler gürültülü olabilir. Eski rüzgar jeneratörleri gece gündüz, insanları çılgına çevirebilecek, yavaş ama sürekli bir uğultuyla çalışmaktaydı. Fakat günümüzde genellikle çok daha sessiz çalışmaktadır.

Yazan: Burak TATLISU

4 Mart 2014 Salı

Venezuela'daki Olaylar ve Petrol Endüstrisi




 
   Venezuela’da iki haftadır devam eden gösteriler, şimdiye kadar en az 13 kişinin ölümüne neden oldu. Ancak bunun yanı sıra ayaklanmaların petrol endüstrisi için ne ifade ettiği soruları da sorulmaya başlandı. Bunun nedeni, ülkenin döviz gelirinin %96’sının petrolden sağlanması. 

   Artan suç oranı, artan enflasyon ile gittikçe kötüleşen ekonomi ve temel tüketim mallarının yokluğu, henüz geçen Nisan ayında seçilen başkan Nicolas Maduro’yu sürekli baskı altına sokmakta. 

Bu protestolar petrol üretimini veya petrol arıtılmasını etkiler mi?


   Kısa vadede hayır. Çünkü protestolar daha çok büyük şehirlerde yoğunlaşmış durumda ve bu şehirler ülkenin petrol üretiminin yapıldığı Orinoco Bölgesi, Maracaibo Gölü ve Monagas Eyaleti gibi bölgelere uzak bulunmakta.

   Venezuela rafinerileri daha çok ihracat için inşa edilmiş ve ülkenin Karayip kıyısına, yani Kuzey tarafına yerleştirilmiş durumda. Böylece ürünlerin ve ham petrolün yurtdışına gönderilmesi konusunda hiçbir zorluk yaşanmamakta.

   Venezuela günlük ortalama 2.2 milyon varil petrol ihraç etmekte ve ülkenin ihracatının ilk sırasında ABD yer almakta

Daha önce hiç protestolar petrol üretimini etkiledi mi? 


   Evet. 2002-2003 yılında, Chavez’e karşı düzenlenen ve iki ay süren bir grevden dolayı üretim günlük ortalama 3 milyon varilden günlük ortalama  25 bin varile kadar geriledi.

   Yine bu 2002-2003 olayları esnasında rafineriler işçiler tarafından durduruldu. Bunun üzerine hem ihracat, hem de yerel dağıtım (benzin ve dizel ile birlikte yemek pişirme ihtiyacı için doğalgaz gibi) da bu olaydan etkilendi. Rıhtım ve iskeleler de dönem hükümetinin işini zorlaştırmak için çalışmadı.

   Grevi takip eden haftalarda, neredeyse şirketin (PDVSA- Venezuela Petrolleri Şirketi) çalışanlarının neredeyse yarısı kovuldu.

Eğer protestocular petrol tesislerine ulaşmaya çalışırsa hükümet buna hazırlıklı mı?


   Evet. Petrol Bakanı Rafael Ramirez’in söylediği kadarıyla PDVSA’nın bir plânı mevcut. Geçmiş yıllarda bu plânlar, petrol üretim bölgeleri ve rafinerilerde asker bulundurma fikrini de içermekteydi. Ancak şimdiye kadar protesto liderleri, petrol tesislerine doğru bir yürüyüş çağrısında bulunmadı.

Dünya piyasasında Venezuela petrolünün önemi nedir? 


   Venezuela GüneyAmerika’daki en büyük petrol ihracatçısıdır ve ABD de Venezuela’nın en büyük müşterisidir. Aynı zamanda Asya ile kurduğu bağlantıları sayesinde Venezuela, Asya’ya da günlük 1 milyon varil petrol satmaktadır.

   PDVSA’nın bir şubesi de “Citgo” adı altında ABD’de bulunmaktadır. Citgo, günlük 750 bin varil rafine etme ağına sahiptir. Şirket daha çok Venezuela ham petrolünü almaktadır. Aynı zamanda Valero Energy ve Chevron gibi şirketler de Venezuela petrolünü işlemektedir. 

   Asya kıtasında da PDVSA şirketi, Çin’in Venezuela hükümetine borç para vermesi karşılığında, Çin hükümeti için çalışmaktadır (Bu borcun 36 milyar dolar olduğu söyleniyor).

   Yine Venezuela, Küba’nın ve Karayipler’de bulunan bir düzineden fazla adanın en büyük petrol tedarikçisidir.

Protestolar ham petrol fiyatlarını etkilemekte midir?


   Özellikle geçen hafta, Venezuela’daki olayların ham petrol fiyatlarında değişim yaşattığı doğrudur, ancak petrol işletmeleri bu olaylardan dolayı iş durdurmayacaklardır.

Protestolar, Venezuela’nın yerel petrol arzını etkileyebilir mi?


   Evet. PDVSA, boru hatları ve tankerlerle günde 700 bin varil kadar petrolü rafinerilerinden yerel pazarlara ulaştırmakta. Ancak Venezuela’nın merkez bölgesindeki benzin istasyonlarına tankerlerle yapılan dağıtım kısmen kesintiye uğramış durumda.

   Yine daha önce benzin istasyonlarına dağıtımda gecikmeler olduğu dağıtıcılar tarafından belirtildi. Bunun üzerine Ramirez, PDVSA’yı, “faşist kuşatması” altındaki bölgelere yakıt dağıtımının durdurulması konusunda uyardı.

Protestolar benzin ithalatını etkileyebilir mi?


   Hayır. Venezuela, günde ortalama 100 bin varil kadar petrol ithal etmekte ve bu petrol, kıyıya yakın rafinerilere ulaştırıldığından bir sorun çıkmamakta.

Kolombiya’dan gelen doğalgaz ile ilgili bir sorun yaşanabilir mi?


   Olabilir. Venezuela, daha çok elektrik üretme amacıyla, Kolombiya’dan doğalgaz satın almakta. Daha önce yaşanan olaylar, gaz borularını da etkiledi. Ancak şu ana kadar protestolardan dolayı bir doğalgaz kesintisi olmadı.

Kaynak: Reuters

22 Şubat 2014 Cumartesi

Türkiye'de Petrokimya Sanayii





   Petrokimya sanayi temel hammaddeleri olan nafta ve gasoil gibi sıvı petrol ürünlerinden veya doğal gazdan hareketle, organik ilk, ara ve nihai mallar üreten bir sanayi dalıdır. 

   Petrokimya sanayi ürünleri nihai tüketiciye öylesine değişik şekillerde ulaşmaktadır ki, çoğu kez tüketici günlük hayatta hemen her an kullandığı pek çok maddenin petrokimya sanayi ile ilişkisinin farkında değildir. Oysa, plastikten mamul naylon kaplar, çeşitli sanayi parçaları, oyuncaklar, torbalar, ilaç ve deterjan şişeleri, otomobil lastikleri, boru, hortum ve contalar, sentetik elyaftan mamul giyim eşyaları, ipler, yapı ve ambalaj malzemeleri, temizleme maddeleri, şampuanlar, boyalar, yakıt katkı maddeleri  yüzlerce ürün petrokimya sanayinden hareketle üretilmektedir. 

   Türkiye’de plastik sanayi genel olarak bir yan sanayi durumunda olup henüz istenilen düzeye ulaşamamıştır. Kalite, standart ve teknolojik düzey bakımından gelişmiş dünya ülkelerinin gerisinde kalmaktadır. 

   Ülkemizde plastik tüketimi, genelde ev eşyası biçiminde yaygın bir kullanım alanına sahiptir. Batı ülkelerinde ise böyle bir tüketim türü yok denecek kadar az olup plastik tüketimi otomotiv, beyaz eşya, kimya ve elektronik sanayinde yoğun girdi olarak kullanılmaktadır. Finansman yetersizliği, nitelikli eleman sıkıntısı, hammadde fiyatlarının sürekli yükselmesi, plastik mamullerinin denetime tabi tutulmaması ve kalite standart kontrolünün olmayışı ülkemizde sektörü olumsuz etkileyen belli başlı faktörler arasında yer almaktadır. Ayrıca Gümrük Birliği’ne girmiş olan Türkiye’nin Avrupa Birliği ülkelerine mensup, patentli firmalar tarafından yapılan, büyük ölçek ve modern teknoloji ile gerçekleştirilen üretime karşı yeterli rekabet gücüne sahip olmaması en önemli dezavantajı oluşturmaktadır.

   Bu nedenle sektörün canlılık kazanabilmesi, gelişebilmesi, çağdaş teknoloji ve üretim standartlarını gerçekleştirmesi, kısaca rekabet gücü kazanabilmesi için gerekli teşvik ve önlemlerin alınması zorunlu görülmektedir.

Yazan: Burak TATLISU
Kaynak: "Petrokimya Sanayii", İzmir Ticaret Odası (Yayın no: 33)