Avrupa Birliği, dünyanın en önemli enerji tüketicisi konumunda. Ancak yeteri kadar rezerve sahip olmadığından, enerji üretiminin büyük bir kısmını sağlamak için Birlik dışındaki ülkelere güvenmek zorunda. Aynı zamanda Avrupa Birliği, iklimsel değişikliğe karşı savaşabilmek için kesin hedeflere odaklanmış durumda. Şu anda Avrupa Birliği için “enerji ithalatının güvenliği” ve “fiyatlardaki dalgalanmaların önlenmesi” en önemli sorunlar olarak ortaya çıkmakta. Bunun yanında Avrupa Birliği, henüz belirttiğimiz gibi hem iklimsel değişiklik savaşı adına karbondioksit salınımını azaltmak zorunda, hem de yenilenebilir enerjiye önem vermek zorunda.
Avrupa Birliği’nin
bu durumda üç ana uğraşı olduğu söylenebilir, bunlar:
1)
Doğal kaynakların azlığı ve dışa bağımlılığa
bağlı olarak enerji tedarikinin güvenliğinin sağlanması çabası.
2)
Enerji fiyatlarındaki ani dalgalanmaların
ekonomisine zarar vermesi.
3)
Enerji tüketimi ile doğan karbondioksit
salınımının iklimsel değişikliğe neden olması.
Verilecek Bazı Rakamlar:
Avrupa Birliği,
dünyada üretilen enerjinin %20’sini kullanmakta. Bununla birlikte yeterli
rezervi bulunmamakta (Dünya petrol rezervinin %1’inden azına, doğal gaz
rezervinin %1,5’inden azına ve kömürün %4’ünden azına sahip), aynı zamanda tükettiği
enerjinin yarısından fazlasını ithal etmek zorunda (Ki bu oran 2030 yılında
kadar %70-%75’i geçebilir). Tüketilen fosil yakıtlardan kömürün %40’ı,
doğalgazın %60’ı ve petrolün %80’i ithal edilmekte.
Rusya, Avrupa
Birliği’nin ithal ettiği rafine ürünlerin, doğalgazın, kömürün ve petrolün 1/3’ünü
sağlamakta. Petrole gelince, ithal edilen petrolün kaynağı Rusya, OPEC (Petrol
İhraç Eden Ülkeler Örgütü) ve Norveç. Gaza gelince Rusya birinci sırada yer
almakta, daha sonrasında Norveç ve Cezayir gelmekte. Son olarak kömüre
geldiğimizde, kömürün ithal edildiği ülkeler Rusya, Kolombiya, Güney Afrika ve
ABD.
Enerji tüketimine
baktığımızda ulaşım sektörü en çok enerji tüketen sektör (%33), ardından
konaklama-konut sektörü gelmekte (%27), ardından endüstri (%24), ardından
hizmet sektörü (%13) ve son olarak da tarım sektörü (%2) gelmekte.
Konaklama-konut sektöründe ve hizmet sektöründe en önemli kaynak doğalgaz iken
endüstride sektöründe gazın yanında elektriğin de önemli olduğu görülmekte.
Avrupa’da üretilen
elektriğin 1/4’ünden de fazlası nükleer santrallerden sağlanmakta ve üretilen
bu elektriğin 1/2’sinden fazlası fosil yakıtlardan (Doğalgaz, kömür, petrol)
sağlanmakta.
Bu durumda Avrupa Birliği bünyesinde izlenen-izlenecek olan ve daha sonraki yazılarımda daha sık bahsedeceğim "yenilenebilir enerji (renewable energy)" ve "enerjinin etkin kullanımı (energy efficiency)" politikalarının önemi daha da iyi anlaşılmakta.
Yazan: İbrahim Yavuz KULAKLI
Kaynak: touteleurope.eu
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder